Monday 30 June 2014

Wrocław, Polonya




Wrocław deyince aklıma önce, dwarf (gnome) adı verilen sivri şapkalı, ucu kıvrık sivri pabuçlu, sevimli küçük cüce figürün, karşımıza çıkan birbirinden farklı heykelcikleri gelecek aklıma. Şehrin her yerine saklanmış, her biri farklı  200 civarındaki bu figürleri aramak, şehri oyun şehri haline getirdi bizim için. Bu figürler ilk Waldemar Fydrych tarafından grafiti olarak 1980’de komünist rejime karşı başlamış. Turuncu Alternatif lakabıyla da tanınıyorlar. Sonra halk bu figürleri çok sevmiş ve heykelcik olarak şehre serpilmişler. İlk heykelcik 2001’de belirmiş. Gnome’ların babası kabul ediliyor. Diğerlerinden biraz daha büyük.
baba :)


Maalesef sadece bir günlüğüne geldiğimiz bu şehirde, gnome’ların hepsinin peşine düşemedik ama yakaladıklarımızdan bazıları işte burada…
kaldırımda

sokak direğinde

bar penceresinde

kaldırımda

kaldırımda













eskicezaevi penceresi önünde
Üniversite kapısı önünde
kaldırımda

kaldırımda

sokak lambasında









kaldırımda


pencere önünde

duvar önünde
taş bank üstünde














hediyelik dükkan önünde

bar kapısı önünde
sokak üstünde


 

çöp kutuları dibinde
başka açıdan



İkinci unutamayacağımız şey ise büyük pierogileriydi.  Yediğimiz en lezzetli, en büyük pieroggiydi, Pieregornia Stary Młyn adlı mekanda yediğimiz pierogiler. 
Chris çok mutlu

tazecik nefisler




















Bir büyük pierogi - 5 normal karışık pierogi – ayran mı acaba diye denediğim buttermilk (ki çok yoğun, yağlı ve tatlımsı ayran) ve kwas (malt, üzüm, karışık meyve ve otlardan yapılma bir içecek ki harikaydı tek kelimeyle) hepsi için 65zl ödedik.


Nerelere gidebildik?

Wroclaw Polonya’nın büyük şehrlerinden biri. Nazi işgali sırasında başkent olarak kullanılmış ülkeyi terkederken de yerle bir etmişler bu şehri. Restorasyon çalışmaları titizlikle orjinale aynen sadık kalarak yapılmış. Burası Krakow gibi turist kaynayan bir yer değil, daha sakin, daha uygun fiyatları, burada ziloteyi euroya çevirmek bile daha avantajlıydı, küçük ve samimi bir şehir. Biz çok sevdik burayı gerçekten. Keşke birkaç gün daha kalabilseydik dedik.

Hala Ludowa'nın müzikle dans eden fıskiyeleri




Hala Ludowa (The Centennial Hall)













Wroclaw Üniversitesi’nin 3 bölümünü gördük. Konferans Salonu, Gösteri Salonunu gördük ve kulesine çıktık. Manzara gayet güzeldi.

Üniversite konferans salonu


gösteri salonu


















Üniversite kulesinden manzara


meridyene dokundum


Rynek Meydanı

sevimli köprüsü














 Japanese Garden



 Japanese Garden




Wroclaw Town Hall

Kathedral











Saturday 28 June 2014

Krakow Üniversite Rotası (University Route)




içerisinden görüntü
















Güzel Sanatlar Akademisi (Akademy of Fine Art)
Meydanın solunda numara 13’de Maciej Moraczewski ‘nin 1879-1880 tarihinde inşa ettiği, Neo Rönesans ve Neo Barok tarzı Güzel Sanatlar Akademisi. İçeriye girip rahatça gezilebiliyor. Koridor boyunca heykeller, atölyeler, ortaya çıkan işler harika. Çıplak diye kaldırılan kendi sanat okullarımızın heykellerini düşününce derin bir ahh çekmemek mümkün değildi.

Aziz Florian’ın Kilisesi (St. Florian’s Church)
Kosciol Sw. Floriana adresinde yer almakta. Burası hakkında daha önce ki yazım için link
Aziz Florian’ın hikayesi şöyle: Buranın eski Kralı, Roma’da ki Papaya haber yollar kendilerine bir aziz yollaması için. Papa bodruma inip orada gömülü olan azizlere sorar kim gitmek ister Polonya’ya diye. Kimse gitmek istemez ve duymamış gibi yapıp başka şeylerle ilgilenirler. Sadece Aziz Florian elini kaldırır ve ben gitmek istiyorum der. Papa St.Florian’ın tabutunu at arabasına koyar ve yollar. Krakow’a girdiğinde at kendiliğinden bir yerde durur ve ilerlemez. Kilisede tam oraya inşa edilir. İşte o kilise bu kiliseymiş.

Barbakan(Barbican)                                                                                                                                    

Aziz Florian Kapısı (St. Florian’s Gate)
Florian kapısı üzerinde bulunan figür St.Florian bir kova su ile yangın söndürmekte. Bir zamanların kral ve kraliçelerin taç giyme törenlerinin yapıldığı yermiş.  Şu sıra bu cadde hediyelik eşya dükkanlarının, restoranların, mağazaların olduğu bir sokak. Özellikle bir restoran var, eskiden sanatçıların en çok gittiği yermiş. İçerisinde karakalem çizimlerin, eski piyanonun olduğu, farklı iç mekan süslemelerine sahip,  loş ve otantik bir atmosferi var.  Yemekleri de fena değil.
Matejko Evi
Eczacılık Müzesi (Museum of Pharmacy)
ul. Floriańska 25
Krakow’un önemli sokaklarından birinde 15yy’dan kalma bir binada yer almakta bu müze. Jagiellonian Üniversitesi  Eczacılık Fakültesine aittir. Stanisław Proń tarafından 1946’da kurulmuş. Beş katlı bu müze türlü bitkisel ilaçlardan, bir kavanoz dolusu yılana kadar 22.000 parça oldukça ilginç ekipmanlar sergiliyor. Avrupa’nın en iyi ecza müzesi olduğu biliniyor.  Müze salonunda Latince 17yy’dan kalma bir de yazıt var  "Haec domus est Hygieiaâ…’’ diye başlamakta.  Tam çeviremesem de şöyle diyor: ‘Bu ev Hygeia tarafından hastalara adanmıştır. Tüm ilaçlar her türlü hastalığın tedavisine iyi gelebilir. Apollo (Doktorların başı) eliyle akıllıca yazılmış bir reçete ancak eczacının doğru hareketiyle gerçekleşebilir. Tanrının merhameti sağlığımızı daima korusun.’
 Giriş ücreti 9zl.
Czartoryski Müzesi

Polish Academy For Skills
17 Sławkowska Sokağında yer almakta. Old Town’da.
Krakow’da  bilim adına önemli iki akademiden biri burası. İçerisinde 6 temel  alanda dersler veriliyor.
 Filoloji (Dilbilim), Tarih ve Felsefe, Matematik -Fizik ve Kimya, Doğa Bilimleri, Tıp, Sanatsal Yaratıcılık
Fakültenin bahçesinde bir de geleneksel Polonya yemeklerinin yapıldığı otantik bir dekora sahip restoran var, ''Raspberry Grandma'' adında.

Aziz Mark Kilisesi (Kościół św. Marka)
Old Town’da św. Marka 10 adresinde.
1260 yılında başlamış inşası bu Gotik kilisenin, fakat yokluktan, yangınlardan tamamlanması yüzyılları bulmuş. En önemli özelliği 15yydan bir haç’a sahip erken Barok tarzındaki yüksek mabedi. Sławkowska sokağında, kilisenin dışında da, 16 yy’dan Bayan Dolorosa ve Vaftiz  Aziz John’un ayakta heykelleri var.
Protestan Fransisken Kilisesi (Reformed Franciscan Church)
ul. Reformacka 4

Üniversite sokaklarına yakın arada bir yerde,  Fransiskanlara ait bir kilise. Karşısında yarım daire şeklinde dizilmiş, haç yolunun 14 durağını simgeleyen anıt mezarların olduğu bir bahçe var.
Kilisenin içi pek etkileyici değil ama burayı önemli yapan en çok da bodrumundaki rahipler ve kilise koruyucularına ait (yaklaşık 1000 adet)mumyalar. 1667 yılından beri tabutsuz olarak, başlarının altında bir tahta parçası dizleri kuma gömülü burada bulunuyorlar.  Kilise duvarında 17 yy dan kalma bir çan, ölüm için kullanılıyormuş.  İnanca göre birisi ölürken bu çan çalınıyor, böylece ruh bedeni huzur içinde terk ediyormuş. Kaç kere denediysek bu bölüm hep kapalıydı, göremedik. Sonra öğrendik ki yılda sadece bir kere 2 Kasım tarihinde ziyarete açılıyormuş. Kilise girişinde panolarda fotoğrafları var mumyaların ille de görmek isteyenler için fakat pek tatmin edici değiller.

Szczepanski  Meydanı (Plac Szczepanski Square)

Krakow’un bir nev’i sanat meydanı diyebilirim. Market Square’nin bir köşesinden başlayan Szczepanski sokağının hemen bitiminde karşımıza çıkıyor.  İçerisinde Sanat Sarayı, Szolayski Müzesi, Bunkier Sanat Galerisi, Tarihi Binalar, Eski Tiyatro(Stary Teatr) ve sanatçıların takıldığı kafeler yer almakta. Bunlardan birisi Bomba Cafe mesela.

Benim en sevdiğim meydan burası oldu, genelde daha sakin, huzurlu.  Bazen önemli sanatçıların konserleri de veriliyor burada.


Szolayski Müzesi
Link Ulusal müzeler yazımdan

     Sanat Sarayı (Palace of Art)
Beyaz Antik Yunan /Art Nouveau tarzında ki binanın üst kısmında şerit gibi uzanan altın varaklı figürler ve ortada bronzdan ressam Jan Metejko’nun bir büstü var. Duvarlar ressam Jacek Malczewski  tarafından dizayn edilmiş. Mimarı ise Francis Mączyński . (1898-1901) Dış görünümünü daha da zenginleştirmek için önünde bir de fıskiyeli havuz bulunmakta. Şu anda Sanat Dostları Derneğine ait bir yapı. Saray içerisinde genelde öğrencilerin, çağdaş resim ve heykel çalışmaları olan ve belli sürelerde değişen sergiler bulunuyor. Ben 12 zl ödeyip içeri girdiğimde biraz hayal kırıklığı yaşamıştım doğrusu. Sergi giriş ve zemin katında oluyor.   
       Bunker of Art
Szczepanski Meydanı köşesinde  ki Planty Park tarafında, hemen Sanat Sarayı’nın karşısında. 1965 tarihinde yapılmış. Böylesi tarihi mekanlar arasında çirkin gri betondan bir bina olduğu için Sığınak (Bunker) lakabı takılmış ve öylece de kalmış. Polonya Çağdaş Sanatının gelişmelerini takip edebileceğiniz sergileri oluyor genelde. Heykel, video, Resim, grafik gb bir çok alan için büyük her türlü imkana sahip bir galeri.  Her 3 yılda bir dünyanın en büyük Uluslararası Baskı sanatları Festivaline ev sahipliği yapıyormuş. En son gittiğimde iç mimari sergisi vardı.
Giriş ücreti 12 zl.

Bunkier Café si, Krakow sanatçı ve sanatseverlerine ev sahipliği yapan her daim kalabalık bir kafe. Sıcak birası harika. Ahşap masaların üzerinde Polonya geleneklerine özgü beyaz danteller serili. Ortamı rahat, hoş bir mekan.
Aziz Anna Kilisesi (Churh of St. Anne)
Sw. Anny street,
Polonya’nın en kıymetli barok eserlerinden birisi bu Üniversite kilisesi.  Yapı, eserlerini Roma örneklerinden esinlenerek hazırlayan Gameren’li Tylman’ın projesidir. İç mekanda ki zengin stuk bezeme Baltazar Fontana’nın eseriymiş. Ana altarda ki, St. Anna Samotrzec tablosu da, ressam Jerzy E. Siemiginowski çizimiymiş. İçerisinde Üniversite Prof. Aziz Jan Kanty’nin de mezarı bulunuyor. Kopernik heykeli üzerinde ‘Sapere auso’ ( Bilge olmaya cesareti olan için) yazıyor.  Gördüğüm en güzel sanatsal kiliselerden biriydi.

Jagiellonski Üniversite Bölgesi
      Collegium Maius
ul.Jagiellońska 15 adresinde 650 yıllık bir üniversite
Old Town’da, Jagiellonian Üniversitesi’nin en eski fakültesi. Üniversite Polonya Kralı III.Kazimierz tarafından 1364 yılında kurulmuş. Polonya’nın en eski,  Orta Avrupa’nın ise en eski ikinci üniversitesiymiş. (Birincisi Prag’ta) Üniversitenin aslında sadece adı varmış, üyeleri, seminerlerin yapıldığı değişik mekanlar ve öğrencileri. Fakat Kralın ölümünden sonra Akademi düşüşe geçmiş. Profesorler ve öğrenciler bir araya gelemez olmuş. 

1390’larda Kraliçe Jadwiga ‘nın vasiyeti  üzerine ve bunun için bıraktığı tüm mirası kullanılarak, Kral Ladislaus Jagiello tarafından Üniversitenin ilk binası Collegium Maius  yaptırılır (1400) ve düzenli bir eğitim başlar. O dönemler daha çok Liberal Arts ki ilk üç yıl her öğrencinin mecburen alması gereken derslermiş. İçerisinde, matematik, fizik gb konulara yer veriliyor. Sonrasında ise öğrenci istediği alana yönlendiriliyormuş ki o zamanlar en çok tercih edilen bölüm İlahiyatmış. Kopernik’i, Sobiseki’yi, John Paul II’yi yetiştiren bir üniversite olarak da bilinir.  İç avlusu her zaman ziyaretçiye ücretsiz açık ve hep kalabalık. Avluya bakan büyük bir saatin, saat başı kapılarını açıp, müzikle yaptığı küçük şovu izleyebilirsiniz. Üst katta bulunan müzesine Salı günü saat 3’ten sonra ücretsiz girilebiliyor. İçeride kütüphanesi, profesör odaları, tarihi birbirinden etkileyici parçalar, 1510 yılında yapılmış ilk dünya küresi, saat koleksiyonları, mobilyalar sergilenmekte.

     Collegium Novum
1873-1887 yılında Neo-Gotik bir mimari sitilde inşa edilmiş. Jagiellonian Üniversitesi’nin sonradan eklenen bir binası.  Bu sebeple ‘yeni kolej’ anlamında Collegium Novum adı verilmiş. 1999 yılında son restorasyonu da tamamlanmış.  Profesörlerin, rektörün odaları ve bazı derslikler bulunmakta içerisinde. Üniversitenin idari binası diyebiliriz. Tarihte Sonderaktion Krakau  olarak bilinen olayda 183 profesörü tutuklanarak kamplara gönderilmiş, Nazi işgali sırasında.  Üst kattaki bu toplantı salonunda hala olayın yazıldığı bir de plaka mevcutmuş. Biz göremedik kapısı kapalıydı maalesef. Hala her yıl 6 Kasımda Üniversite binalarının dışına siyah bayraklar asılıp, çelenk bırakılıyormuş. Böyle bir Üniversite okumak isterdim dedim, binadan içeri girer girmez. Uzun uzun sütunları, sade ve şıklığı, avlusu, kapıları…  Binadan çıkınca sağda Kopernik’in çiçekler arasında bir de heykeli var. Collegium Maius’un arkasında yani.   

Piskopos Sarayı  (Episcopal Palace)
Franciszkańska sokağı No:3 adresinde.
Piskopos Sarayı, John Paul II’nin ziyaretlerinde kullandığı zaman zaman bu pencerelerden müritlerine seslendiği yermiş. Hala önemli  dini günlerde, kalabalık, bu sarayın etrafında toplanmakta. İçeriye girilemiyor ama John Paul II’nin heykelinin de olduğu avlusunu görmek mümkün. Bina 14yy’a tarihleniyor. 16 ve 18yy’larda yangınlar, afetler sebebiyle yenilenmiş. Avlusu 1567’de Mimar Gabriel Słoński tarafından tasarlanmış. Genel olarak Rönesans ve Barok bir özellik taşıyor.
 

Larisch Sarayı
 Bracka Sokağı 12 numarada bulunuyor. Tüm Azizlerin Meydanı deniyor bu bölgeye. Jagiellon Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesine ait bir saray. 18yy başlarında yapılmış, dekoratif pencereleri, Barok tarzı sütunları var. Binanın yan tarafında buraya ait içinde kafeteryası da olan bir de kitap evi var.

Arkeoloji Müzesi (Archaeological Museum)
 Müze, Ul.Senato 3  adresinde, Old Town’a yakın, tarihi bir evde. Büyük bir bahçesi var. Bahçenin ön tarafında ki binada arkeolojik sergiler, bahçenin arkasında küçük bir alanda da eski cezaevi gezilebiliyor. 1816 yılında Polonya işgal altındayken, Krakow Bilim Derneği kurulmuş ve buranın ileri gelen üniversiteleri, bilim adamları, entelektüelleri çalışmalara başlamış. 1848 yılında Liczkowce köyü yakınında, müzenin en değerli parçalarından birisi olan 9yy’a ait, Slav tanrısı Zbruczu heykeli bulunmuş. Heykel, 2.57 m yüksekliğine, 30 cm genişliğe sahip. Üst bölge göksel bölge, orta bölüm insanların yaşadığı bölge ve yeraltı gibi üç bölümden oluşan bir penis görünümüne sahip. Bununla doğurganlığı sembolize ettiği düşünülüyor. 1850 yılında da müze kurulmuş.
Müze üç katlı. Üst katta büyük salonda, ilk çağ, ortaçağ yaşamı, giyim kuşamı balmumu heykellerle hikayeleştirilerek anlatılmış. Bir odasında Slovik tanrıların bulunmuş tek örneği olan Zbruczu heykeli var. Diğer odalarda da, 1000-1300 yıllarına ait takılar, mezar taşları, iskeletler vardı.
Ara katta; Paralar, takılar, amphoralar,Mısır hitabeleri, mumyalar, Helenistik döneme ait vazolar, 1-2 yy dan, 6-7yy a kadar bulunmuş küçük figürler farklı odalarda sergileniyor, Burada aşağı inen ayrı bir bölümde de Peru koleksiyonları ilginç figürleri, 400-500 yıllarından erotik vazolarıyla kesinlikle görülmeli.
Giriş katında genelde çocuklar için derslik, küçük hediyelik dükkanlar ve kazı çalışmalarını gösteren fotoğraf sergileri yer alıyor.
Pazar günleri iki sergide ücretsiz. Diğer günler N9/Ö6zl.

Jeolojik Müzesi (Geological Museum)
Al. Mickiewicza 30 adresinde, 1969 yılında kurulmuş,  Krakow Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Jeoloji, Jeofizik ve Çevre Koruma  Fakültesine ait bir müze. Krakow’da üç  şubesi var.
Müze koleksiyonunun bir çoğu  Profesör Walery Goetl ve Doktor Eugeniusz Panow tarafından 20. yüzyılın ilk yarısında toplanan parçalardan oluşuyor.
Ana bina AGH’nin, üç koridorunda, 200 civarında ki vitrinlerinde binlerce parça sergilenmekte. Krakow’un jeolojik ve doğal minarel zenginliği, karsic etkisi, Paleontoloji gibi sergiler var. Oldukça popüler ve buranın en iyi jeoloji müzesi.  Biz buranın bir de taş festivaline denk gelmiştik, üç gün tıklım tıklım sürdü bu binada.  İçeride türlü türlü taşlar, bu taşlardan yapılma hediyelik eşyalar, gayet de uygun bir fiyata satıldı.
Collegium luriducum

bilgilendirme












Collegium Broscianum

bilgilendirme










Church of St.Peter and Paul
Church of St. Andrew
Archdiocesian Theological Seminary
Wawel kalesinin alt sokağında Planty Park içerisinde yer alıyor. Eklenerek büyümüş bir bina. Arka caddeden de girişi var fakat ziyaretçi girişi yasak. Bu bir nevi rahip yetiştirme okulu diyebiliriz.  
Dlugosz Evi (Dlugosz House)
ul. Kanonicza 25
Sokaktaki bir çok yapı gibi buranın da geçmişi 14yy’a dayanmakta. Evin bir yüzü Wawel’a bakar.  1450’de diplomat, rahip, tarihçi Jan Długosz ‘un ikamet yeri olarak yapılmış. Jan Długosz en önemli eserlerini bu evde yazmış.16yy’da Rönesans tarzında restore edilmiş. Evin banyo suyu tıpkı kraliyet banyolarında olduğu gibi, Rudawa nehrinin suyundan beslenmekteymiş. Duvarda ki Latince yazı bugüne kadar gelmiş. ‘’Nil est in homine bona mente melius’’  Adil bir zihne sahip insandan daha iyi bir şey yoktur. 19 yy da, Polonyalı sanatçı bir aileye de ev sahipliği etmiş. Bugün İlahi Papalık Akademisi Genel Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Kraliyet Silah Deposu (Royal Arsenal)
ul. Grodzka 64
1533 yılında Kral Sigismund tarafından stratejik olarak Wawel’in bir ayağı olarak yaptırılmış. Grodzka kapısının yanında, kent surlarının bir parçası olarak yer alıyor.
Planty Park
Florian Kapısı ve Barbican arasında dairemsi bir şekilde Krakow’un eski şehrinin duvarlarının dışından çevreleyen, içinde bankların, çiçeklerin,  bisiklet ve yürüme yolunun, kış günlerinde kartpostalları süsleyen uzun ağaçlarının, bir çok sanatçıya ilham olmuş yemyeşil büyük bir park. İçerisinde farklı noktalarda Polonya’lıların, tarihteki ünlü kişilerinin heykelleri de var. İkinci Dünya Savaşında hasar görse de 1989 yılında restore edilmiş. Park yürüyüş parkuru yaklaşık 4km ve boydan boya yürümek (hıza göre) bir saati alabiliyor.