Tuesday 10 June 2014

Krakow Kraliyet Rotası (Royal Route)


Kraliyet Rotası haritası

1-Wawel Tepesi

Kier yayınevinden çıkan Türkçe Krakow Kılavuzunda Wawel Tepesi şöyle anlatılıyor;  ‘Vistül nehri kıyısında yer alan mağrur jura tepesi(denizden yüksekliği yaklaşık 228m’dir) binalarıyla eski Krakow’un panoramasına hakim durumdadır. Kraliyet Sarayı, Krakow Katedrali ve tabyalardan ibaret olan dünyanın en kıymetlitarihi eserler kompleksidir. Wawel tepesindeki en eski yerleşim izleri paleolit döneme aittir, fakat X.yy sonunda Polonya devleti kurulduktan sonra wawel siyasi ve dinsel hükümet merkezi olmaya başlayıp XIV. yy’da başkent haline gelmiş, Polonya hükümdarlarının ikametgahı olmuştur.’ Buna ek olarak benim yorumum için de buraya tıklayabilirsiniz.

2-Wawel Katedrali-Sigismund Şapeli

3-Kraliyet Şatosu
4-Archdiocesan Müzesi

5-Aziz Giles Kilisesi


Bir türlü açık haline denk gelemedik bu küçük kilisenin doğrusu. Grodzka sokağıyla Podzamcze sokağının kesiştiği noktada, Wawel’a da çok yakın bir konumda yer alıyor. İlginç bir şekilde arkasında ki iki katlı yüksek binaya bitişmiş durumda. Bir çok onarımda geçmiş olsa da hala bir Roma Katolik Kilise örneğini oluşturuyor. 
Rivayete göre 11yy Prens Ladislaus Herman, oğlu Boleslaus’un doğumuna şükran olarak yaptırmış burayı. Fakat arkeolojik çalışmalar  kilisede kullanılan kaya ve tuğlaların 14yy zamanlı olduğunu iddia etmekteymiş. 


6-Aziz Martin Kilisesi
Her zaman kapalı kapıları maalesef.

7-Aziz Andrew Kilisesi

Eski Şehir’in ul. Grodzka 54 adresinde, Aziz Peter ve Aziz Paul Kilisesiyle hemen yan yanalar. Çok küçük ve samimi bir kilise. 
 1079 - 1098 yılları arasında yapılmış. Polonya’nın bu güne dek en iyi korunabilmiş Romanesk yapısı olmakla beraber, Avrupa’nın savunma amaçlı kurulmuş nadir kale kiliselerinden biri. Girişte sağda (16yy da eklenmiş) küçük bir Barok kubbe altında oturma yerleri, solda ( karşısında) parmaklıkların arkasında içi yaldızlı süslemelerle dolu sunak var. 
Barok iç süslemeler Baltazar Fontana, resimler ise Karol Dankwart tarafından yapılmış. Yer zeminin birkaç basamak altında olduğu için, içerisi biraz karanlık.

8-Aziz Peter ve Aziz Paul Kilisesi

Eski Şehir’in ul. Grodzka 54 adresinde önünde ki duvarda 12 havari taş heykelin olduğu  gösterişli bir Roma Barok yapı. 17yy’da mimar Kacper Bazanka, David Heel’in bu 12 havari çalışmasıyla öndeki alanı çevreletmiş, bugün onların kopyaları görülebiliyor. 1597 de Cizvit tarikat mimarlarının yapımına başladığı kilisenin ön cephesi 1609’da görevi devralan mimar Jan Trevano’ya aitmiş. İlk gördüğümde tiyatro binası olduğunu sanmıştım. Gerçi içeride, altında tiyatro ve konser sahnesi izlenimini yaratan bir kubbesi var. Kilisenin dışı kadar içerisi gösterişli değildi. Mabedi  XVI.yy sonlarına doğru Kral III. Sigismund bu tarikata bağışla yaptırmış. Gerçi içerde hala bağış toplayıcıları var :)
 
 Geç Barok tarzı , 1735 yılında Kacper Bażanka tarafından yapılmış yüksek sunakta, Józef Brodowski ‘nin anahtarlarını Aziz Peter’e verişi anlatılmış. Ayrıca bir çok hikaye yine Aziz Peter ve Paul’un yaşam ve ölümleri üzerine kurulmuş Bir de 17 yy Bishop Andrzej Trzebicki lahiti vardı. 

Sunağa yakın bölümden aşağıya, bodruma iniliyor.


 Bu kısmı ilginçti gerçekten. Labirent biçimli taş ve tuğladan yapılma bu odaların her biri diğerine bağlanıyor.

 İçerde bir odada 17yy Cizvit Rev. Piotr Skarga mezarı vardı.



9-Wielopolski Sarayı

1535-1560 yıllarında yapılmış bu saray şimdi Krakow Belediye Binası olarak kullanılıyor. Hemen turist İnformation arkasında Poselską sokağı 8-12 numarada yer almakta.  

 Sarayın önünde  18 yy’da Polonya’nın ünlü politikacısı Mikołaj Zyblikiewicz ‘in heykeli bulunuyor.
Saray kraliçenin ölümünden sonra varlıklı Wielopolskis ailesine geçmiş, ta ki 18yy’da çıkan bir yangında harap oluncaya kadar. Sonrasında cerrah Wojciech Kowalski burayı satın alıp onarmış, sanatsal aktiviteler organize edilmiş içinde. 1864’te de Belediye satın almış ve Belediye binası olarak kullanılmaya başlanmış. İçerisindeki salonun üst duvarlarına kralların oyma büstleri yerleştirilmiş. 19 yy da tekrar bir onarımdan geçerek binanın ön yüzü NeoRönesans  tarzında son şekline kavuşmuş.  Belediye ofisi ve başkanlık ofisi giriş katta yer alıyor. Biz elimizi kolumuzu sallayarak içeri girdik Chris’le. Ofisleri gördük giriş katında, etrafa bakabilir miyiz diye sorduk, sorun yok dediler, iki üniformalı gardın durduğu merdivenlerden yukarı çıktık, içerde bir konser, her yer tıklım tıklım… Bilmeden bir şeylere dahil olmuştuk. Eğlenceliydi tabi ama sonrasında ki toplantıya kalmamaya karar verdik.


10-Fransiskenler Kilisesi



Fransiskenler 1237’de Prag’tan Krakow’a gelmişler, bu kiliseyi de 1269 yılında yaparak Tanrı’ya adamışlar. 

ul. Franciszkańska 2 adresinde bulunan kilise ve bitişik manastırı. 

1850’de çıkan yangında Stanislaw Wyspianski’ye ait değerli vitraylar ne yazık ki hasar görmüş. 


Kuzey Şapelde Jozef Mehoffer’in ‘İsa’nın Haç yolu’ tablosu yer alıyor.   


İbadethanede Krakow prensi Boleslaw Wstydliwy ve kız kardeşi Salomea’nın mezarları var.





11-Dominkienler Kilisesi

Öğrenci kilisesi olarak da biliniyor Krakow’lular arasında. Cana yakın, yardımsever, anlayışlı,  mank ve rahiplerin varlığı öğrenciler için burayı günah çıkarma anlamında da tercih edilen bir kilise yapıyor.

 Dediklerine göre diğer kiliseler gb katı ve kuralcı değillermiş, uyuşturucu alkol problemi olan bir çok gence burası yardım etmeye çalışıyormuş. 
Krakow piskoposu Iwo Odrowaz Bolonya’dan getirtilen tarikatına 1222’de bu mabedi vermiş. 
Tatar saldırısından sonra Gotik tarzda yeni bir kiliseye dönüştürmüşler. Üç avlunun çevresinde toplanmış manastır yapıları ülkenin en büyük manastırı sayılıyormuş. Özgün bir yapısı var.

12-Rynek Meydanı

1241 yılında ki Moğol istilasından sonra 1257 ‘de yeniden inşa edilmiş. Ticaretin merkezi konumunu taşıyan Eski şehir meydanı 11 eşit aralıklarda düzenlenmiş yolun birleştiği, orta  noktada tam bir kare şeklinde. Bu karenin her kenarında, üç adet eşit aralıklarda sokaklar bulunuyor.


Meydanı dolduran kafeler, restoranlar, barlar, müzeler, dükkanlar, hediyelik eşyalar, ara ara kurulan çadırları, süslü at arabalarıyla her mevsim renkli ve kalabalık bir alan. 
Bu sokaklardan özellikle Wawel’e bağlanan Grodzka sokağı buranın en eski sokaklarından. Eski şehir meydanının yani bizim karemizin tam ortasında Sukiennice (Cloth Hall) Bedesten var. Bedesten’in bir tarafında Belediye kulesi, diğer tarafında Adam Mickiewicz heykeli ve Meryem Ana Kilisesi, karenin bir köşe açısının birleştiği yerde Aziz Adalbert Kilisesi yer almakta. Bu kare, yüzyıllardır hem tutukluların kamu infaz sahnesine, hem zafer kutlamalarına, ayaklanmalara, hem kralların törenlerine sahne olmuş.  Halen hiç aktivitesi eksik olmuyor. 
Yakın zamanda hizmete açılmış meydanın yeraltı müzesi de o eski zamanlara ışık tutuyor.  Nazi işgali sırasında meydanın adı bir süre Adolf Hitler-Platz olarak değiştirilip, Mickiewicz heykeli zarar görse de savaştan sonra yeniden toparlanmış ve 1978 ‘de meydan Unesco’nun Dünya Mirası Listesinde yerini almış. 

13-Aziz Adalbert’in Kilisesi (Wojciech Kilisesi)



Polonya’nın bin yıllık eski taş kiliselerinden. 11yy’da yapılmış. 1611-18 yıllarında Barok tarzında yeniden inşa edilmiş. Sonra yeniden restore edildikçe Barok, Gotik, Roman, Rönesans karışımının ilginç bir örneği haline gelmiş. 


Rynek Meydanının köşe noktasında bulunuyor. Beyaz gövdesinin üzerinde yeşil küçük bir kubbesi var. 
Eskilerde buraya seyahat edenlerin,  Avrupa üzerinden gelen tüccarların ibadet yeriymiş. İçerisi dışına nazaran daha küçük ve sıkışık. Kraliyet Oda Orkestrasının günlük konserleri oluyor burada genelde. Gün içinde de önünde sürekli konser bilet satıcılarını görürsünüz.  




 Kilisenin yan tarafındaki merdivenlerden inince, büyük Romanesk bir taş basamakla alt zeminine geçiliyor. Pazartesi günleri giriş ücretsiz.


 İçeride kısa eski bir koridor üzerinde, kilisenin, meydanın geçmişine dair küçük bir fotoğraf sergisi bulunuyor. İçte kalan küçük bölümde de bir iskelet var.



14-Adam Mickiewicz Heykeli

19yy’ın Polonya’lı romantik şairi.  Sanatçının 100 doğum yılı anısına oğlu ve kızına hediye olarak 16 Haziran 1898’de yaptırılmış. 60 popüler sanatçının katıldığı  yarışmada Jan Matejko’da dahil, başarılı olmuş, adı o sıralar pek duyulmamış olan heykeltraş Teodor Rygier  heykeli tasarlamış. Długa caddesindeki bir atölyede tüm figürler hazırlanmış sonra Roma’da dökümleri alınıp getirilmiş. Üzerinde ‘Milleti için’ yazısı bulunmakta. 1940 nazi işgali sırasında heykel tahrip edilerek meydandan indirilmiş, 1946’da Hamburg metal hurda yığınından bazı figürler kurtarılarak onarılabilmiş. 1955’te aynı eski yerini almış. 
15-Aziz Barbara’nın Kilisesi

Aziz Meryem Ana Kilisesinin yanında arada yer alıyor. Mariacki Pl.  Adresinde. Önünde Aziz Meryem Ana Kilisesi altarından alıntı bir kopya heykel bulunmakta.  

 1400 yıllarında mezarlık şapel olarak inşa edilmiş. 15 yy’da Cizvitlere geçen kilisenin, içi barok tarzında yeniden düzenlenmiş, Cizvit manastırı eklenmiş. Dış görünüm Gotik olarak kalmış.  
 17 yy’da Krakow’un tıp fakültesinin, Prof. Rafał Józef Czerwiakowski öncülüğünde ilk otopsinin yapıldığı kliniğe dönüşmüş. 

16 yy’da İncil’i Latince’den Lehçeye çeviren rahip yazar Jakub Wujek’in kilisenin altında yaptığı son dinlenme yeri de bulunmuş. 

Ana girişte İsa ve üç havarisinin taştan heykelleri bulunuyor.


16-Burjuva (Hipolit) Evi

17-Belediye Kulesi

18-Krakow Tarihi Müzesi

19-Bedesten (Sukiennice)

14 yy’da Büyük Kazimierz tarafından yaptırılmış. 1555 yılında çıkan yangından sonra da ünlü sanatçılar tarafından restore edilmiş. 108 m uzunluğunda, 8m genişliğinde Gotik bir yapıya dönüştürülmüş. Kumaşlar, deri, ipek, balmumu, baharatlarıyla egzotik ithalatın kaynağı haline gelmiş. 18 yy sonunda savaşlar ve Avusturya egemenliği altına girince gücünü iyice yitirmiş. 19 yy’da mimar Tomasz Prylinski binayı arkadlarla çevreleyerek dikey geçişinde rizalitleri ilave etmiş. Sütun başlıklarını ise Jan Matejko tasarlamış.
 Güney girişinde eskiden hırsızların kulaklarını kesmek için kullanılan bıçak asılı.  Birinci katında Krakow Ulusal Müzenin bir şubesi bulunmakta. İçerisinde turistik hediyelikler, Polonya’nın meşhur ambarları, el yapımı farklı ürünleri satılıyor. Bina her gün saat 10:00’dan , 19:00’a kadar açık.

20-Aziz Meryem Ana Kilisesi (Mariacki Kilisesi)

Görülebilecek en güzel kiliselerden birisi gerçekten. Sadece dışardan değil içerden de müthiş görkemli ve sanatsal. Ortaçağın bu gotik kilisesinin, dış ön cephesi iki uzun kuleyle şekilleniyor. Kulenin birisi 80 m. uzunluğunda, diğerinden biraz daha uzun. 
Kilise 13 yy’da aslında inşa edilmiş ama onarımları uzun yıllara yayılmış. Her yüzyılda yeni bir şeyler eklenmiş. 14 yy sonlarında heykeltraş Wit Stwosz’un boyalı ıhlamur ağacından yaptığı poliptik, (üçten fazla sayıda birbirine bitişik kanattan oluşan altar/sunak) ahşap heykeller için muhteşem bir örnek, realizmi ve mistisizmi birleştiren tam bir başyapıt olmuş. (Meryem Ananın göğe alınmasını anlatıyor)  15.yy’da kilisenin bir kulesinin tepesi sivri bir külah ile örtülmüş. Burada bir gözcü Moğol saldırısını haber vermeye çalışırken okla öldürülmüş. Borazanının sesi birden kesildiği için bu ölümün anısına, hala burada saat başı çalan borazanın (Mariacki Ti’si-Heynal) sesi aynı şekilde aynı yerde kesilmekte.  18 yy’da Tadeusz Stryjeński denetiminde Neo-Gotik bir bazilika eklenmiş. Tapınak  ve duvar resimleri, vitraylar, Stanislaw Wyspianski ve Józef Mehoffer ile birlikte Jan Matejko tarafından yapılmış. Buraya giriş ücretli, biletleri kilise yanındaki küçük ara sokakta satılmakta. Fakat doğruyu söylemek gerekirse pek bilet kontrolü yapan da yok. 
21-Eczacılık Müzesi
Henüz gidemedik.
22-Matejko Evi

23-Florian Kapısı
link

24-Barbakan

25- Matejko Meydanı-Grunwald Heykelleri

Matejko meydanı, Barbakan’ın karşı tarafında, Pl.Matejki adresinde bulunuyor. Bu alanın tam ortasında çarpıcı Grunwald Savaşı heykelleri bulunmakta. Grunwald savaşının 500.yılına istinaden, önce vatan sonra sanat diyen Polonyalı heykeltraş Antoni Wiwulski tarafından 60 m uzunluğunda yapılarak vatanseverlik ruhu yeniden canlandırılmış. 5 Temmuz 1910’da açılışı yapılmış.  Atının üzerinde Alman Şovalye Ordusunu yenen Polonya kralı ve kumandan Wladyslaw Jagiello tasvir edilmiş. Bronz heykelin durduğu nokta tarihin yeniden canlandırılması açısından da çok önemli, tam Barbakan ve onun arkasındaki Florian Kapısıyla karşı karşıya. Diğer Litvanyalı bronz figürler, savaşçılar ise atının etrafını süslemekte. Atının önünde ise Alman şövalyelerinin büyük ustası Ulrich von Jungingen yatmakta. 
Tabi 1939’larda Nazi işgalinde bu anıtın sağlam kalması beklenemezdi, 1945’te heykelin parçalarının sürüldüğü şehirlerden toparlanması, onarılması için halk seferber olmuş. 1972’de buranın Güzel Sanatlar Akademisi heykeltıraşı ve sonrasında rektörü Marian Konieczny ve Prof. Wiktor Zin’in çabalarıyla küçük bir iki değişiklikle yeniden dökümleri alınmış.  Heykelin üzerinde ‘atalarımızın 1410 zaferi ve kardeşlerimizin 1910’da ruhlarını sevindirmek için’ yazıyor.  

 Alanın solunda numara13’de Maciej Moraczewski ‘nin 1879-1880 tarihinde inşa ettiği, neo Rönesans ve neo Barok tarzı  Güzel Sanatlar Akademisi var. İçeriye girip rahatça gezilebiliyor. Koridor boyunca heykeller, atölyeler, ortaya çıkan işler harika.  Çıplak diye kaldırılan kendi sanat okullarımızın  heykellerini düşününce derin bir ahh çekmemek mümkün değildi.




26- Aziz Florian’ın Kilisesi
Kuzey Kraliyet Yolunun başlangıcında bulunan geçmişi 11yy’a dayanan tarihi bir kilise. 15 yy’da çıkan yangında Aziz Florian su taşıyarak kiliseyi korumayı başarmış o zamandan beride itfaiye koruyucu azizi ilan edilmiş. Resim ve heykellerde genelde elinde su taşıyan Roma lejyon subayı olarak tasvir ediliyor. 16. yüzyıldan itibaren Kilise Üniversite Collegiate olmuş, Kraliyet taç giyme ve cenaze törenlerinin başlangıç rotası, kral ve kraliçenin geçici mezarları, 1818 yılında Tadeusz Kosciuszko’nun kalıntılarının konulduğu ayrıca  John Paul II’nin de bir zamanlar papaz olarak çalıştığı önemli bir kilise.

No comments:

Post a Comment