Akşam Varşova’ya doğru yola çıkacaktık ve bugün kendimizi
fazla yormak istemedik. Görmemiz gereken çoğu yeri yürüyerek iki günde görmüştük bile. Breitscheidplatz tarafına gidip önce Europa Center’a ordan
Yıkık Kilise ‘Kaiser-Wilhelm Gedachtniskirche’ e gittik. Girişindeki muhteşem tavan
resimleri kesinlikle görülmesi gerekenlerden. Tiergarten parktan trenle geçerken, uzun ağaçlık yolun sonundaki Victory sütunu tüm ihtişamıyla bize buradayım diyordu, fakat bu parkı gezmeyi biraz
daha ısınmış havalara ertelemeye karar vermiştik. Hackescher Markt’a geldiğimizde ise şirin bir pazar karşıladı bizi. Eğlenceliydi. Oradan
Rosenthaler sokağına döndük ve
sokağın girişinde sol tarafta eskiden Yahudi Kız Okulu’yken şimdi birkaç barın ve bazı sanatçıların grafiti, heykel çalışmalarının olduğu avluyu keşfettik. Tesadüfen bulduğumuz bu yeri görmüş olmaktan çok sevinç duydum. Biraz
daha ilerde asıl gelme sebebimiz olan Yahudilerin eskiden
yaşadığı "Hackesche Höfe" denilen alana girdik, büyük üstü açık bir
labirent gibi dizilmiş sokaklarından cafelere butiklere göz attık. Şehirden yalıtılmış gibi duran
bu alanda kendimi inanılmaz huzurlu hissettim. İçerde Almanya’nın özel trafik
lambalarından yola çıkarak tasarlanmış hediyelik eşyaların olduğu, her yerde şubelerini göreceğiniz Ampelmann mağazaları da var.
Almanlar’ın herşeyi paraya dönüştürme gücüne, Berlin’in yıkılan duvarından diye sattıkları taşları gördüğümde şaşıp kalmıştım. Bu mağazayla beraber
‘yok
daha neler! dedim. Öyle ya, bunca göçmen ve işsiz vatandaşı bir yandan
desteklemek kolay da değil. Kaiser-Wilhelm Gedachtniskirche |
eski Yahudi Kız Okulu |
Alexanderplatz |
Artık son bir yer
daha kalmıştı görmek istediğimiz: ‘Topographie
Des Terrors’ Bu
müzeye
giriş ücretsiz, içinde savaş fotoğrafları, videolar,
inceleyebileceğiniz dosyalarında olduğu bir müze. Müzenin önünde ki Berlin duvarı arasında bir de
tarihi
nazilere ait bir cezaevi kalıntıları bulunmakta. Yakınında ki Laras
Bistro’nun samimi, sakin ortamında
kahvelerimizi yudumladık. Daha önce hava karanlık olduğu için iyi fotoğraf kareleri
alamadığımız Avrupa’da öldürülen Yahudiler anısına yapılmış ‘Denkmal
für die ermondeten Juden Europas’ a döndük. İnsanı rahatsız eden bu geniş bir alana yayılmış, binlerce taş blok arasından yürürken, anıtın gerçek amacına ulaştığını anladım. Artık Berlin
gezimizin sonuna gelmiştik, arkadaşım bizi evinde çok güzel ağırlamış, zaman
kaybetmeyelim yorulmayalım diye çantalarımızı da Varşova otobüsüne bineceğimiz ZOB Funkturm
terminaline getirmişti.
Denkmal für die ermondeten Juden Europas |
No comments:
Post a Comment